Sao Tome ve Prinsipe
Ekvator çizgisinin tam üzerinde bulunan ve başlıca iki büyük adadan oluşan Sao Tome ve Prinsipe (Sao Tome ve Principe şeklinde yazanlar da vardır) ülkesi eski bir Portekiz kolonisidir. Ülkenin en büyük adasında bulunan Sao Tome şehri ismini aynı zamanda bulunduğu adaya vermiştir. Bilinen tarihe göre ilk olarak 15. Ve 16. yy. da insani yerleşimin başladığı adanın nüfusu, Afrika’nın diğer bölgelerinden getirilen kölelerle oluşturulmuştur. Maalesef dünyada fiili olarak köleliğin en son kalktığı ülkelerden biri olan ülke bağımsızlığını 1975 yılında kazanabilen oldukça genç sayılabilen bir ülkedir.
Koloni döneminin acılarına tanıklık etmişlerin anlattıklarına göre, zamanın toprak sahipleri, köleliğe karşı çıkan halka onur kırıcı ağır cezalar vermekteydi. Örneğin bir defasında, itaatsizlik eden kölelere Lagarto plajında denizi boşaltma görevi verilmişti. Bu zulmün ve köleleştirmenin temelinde ırkçılık yatmaktaydı. Yine tanıkların anlattığına göre bir defasında, adaya bir gemi ile Kabo Verde ülkesinden yeni köleler gelmişti. Kölelerden birisi beyaz tenli idi. Bunu gören toprak sahibi, beyazların köle olamayacağını söyleyerek beyaz tenli köleyi diğerlerinden ayırdı.
(Kaynak: Público Gazetesinde yayınlanan haber dosyası)
Adada toprak sahiplerinin ve yerel yönetimin zulümlerine karşı gelen halk 3 Şubat 1953 tarihinde Batepa bölgesinde katilama uğratılmıştır. Batepa katliamında yüzlerce köle öldürülmüş olsa da, haber alma zorlukları nedeniyle, ölenlerin tam sayısı bilinememektedir. Bu olay ada halkının özgürlük arayışında bir mihenk taşı olmuştur. Nihayet 1975 yılında karanfil devrimi sonrasında Portekizlilerin ülkenin bağımsızlığını tanıyarak ülkeyi terk etmesiyle, ülkede çok sayıda kamu binası, çiftlikler ve bazı tarım tesisleri terk edilmiş durumdadır. Ada halkı, kendilerine zulüm gördükleri geçmişlerini hatırlattığı için bu binaları yeniden kullanmak istememektedirler. Son yıllarda özellikle Prinsipe adasındaki bazı metruk çiftliklerin (roça) turizm tesisi olarak restore edilmesine yönelik projeler yürütülmektedir.
Ülke son derece fakir bir ülkedir, BM verilerine göre gelirlerinin %90’ına yakını dış yardımlardan oluşmaktadır. Nüfusu yaklaşık 200 bin olan ülkede, 2015 yılı itibariyle nüfusun sadece %60’ının elektrik enerjisine erişimi bulunmaktadır. İnternet kullanımı yaygın olmamakla birlikte, otellerde ve şehir merkezinde bulunan bir kütüphanede internete girilebilmektedir. Ülkede sadece bir Hastane bulunmakla birlikte, hastane diyaliz ünitesi, kemoterapi ünitesi gibi temel bölümlerden yoksundur. Ülkede TVS isimli bir yerel TV kanalı bulunmaktadır. Ülke, 2016 Aralık ayına kadar, dünya üzerindeki yaygın eğilimin aksine,Çin olarak Tayvan’ı tanımaktaydı. Tayvan’ın bu nedenle ada üzerinde ciddi kalkınma yardımları bulunmaktadır. Ancak ön görülemeyen bir şekilde ülke bu kararını değiştirerek, 2016 Aralık ayından itibaren, Tayvan ile diplomatik ilişkilerini keserek, Çin Halk Cumhuriyetini tanıdığını duyurmuştur.
Volkanik adanın ağırlıklı olarak eğimli bir topoğrafyası vardır. Bu eğimli topraklar son derece sık tropikal ormanlarla kaplıdır. Ağırlıklı olarak muz ağaçları ve palmiye türleri görülür. Ada da kahve ve kakao yetiştiriciliği yaygındır. Bunlarla beraber, şeker kamışı, muz çeşitleri, bazı turunçgiller, soğan, sarımsak, çeşitli biber türleri(özellikle kırmızıbiber), bal kabağı, Mango, papaia gibi tarım ürünlerinin yetiştirilmesinin yanı sıra, irili ufaklı birçok balık çeşidi ve deniz ürünü avlanmaktadır. Adada kurak ve yağışlı iki mevsim vardır. Sürekli yağışlar sebze yetiştiriciliğine sadece bir dönemde izin vermektedir. Adada düz alan sıkıntısından ötürü büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği çok yaygın olmamakla beraber, ağırlıklı olarak domuz beslenmektedir, kanatlı hayvanlardan ise tavuk beslenmesi yaygındır.
Adanın plajlarında geceleri oldukça büyük yengeçler ortaya çıkar. Bu yengeçler gündüzleri, ağaç diplerinde kazdıkları oyuklarda saklanırlar. Ada tam ekvatorun üzerinde olduğu için, yıl boyunca Gece ve gündüz sürekli 12 saattir. Öğlen vakti güneş ışınları tam dik düştüğü için, öğlen saati direk güneş ışığından kaçınmak gerekir.
Sao Tome adasında, adayı, doğudan ve batıdan saran tek bir yol ile adanın ortasında bulunan kahve plantasyonlarına giden asfalt bir yol bulunmaktadır, ada yerleşimleri de yer yer bu yolların kenarlarına inşa edilen minik ahşap barakalardan oluşmuştur. Batı sahilinden uzanan yol, göründüğü kadarıyla daha fazla rüzgar alan bir yönde olduğu için oldukça zarar görmüştür. Adanın dört bir yanında birbirinden güzel plajlar vardır. Adanın güneyinde ôbo doğal parkı bulunur. Yine adanın güneyinde Ekvator çizgisinin tam üzerinden geçtiği küçük ilheu das rolas adacığı bulunur.
Adanın oldukça samimi ve sıcakkanlı bir halkı vardır. Yürürken size şakalar yapabilirler, yabancılara karşı son derece yardım sever ve naziktirler. Sokaklar güvenlidir, ve suç oranı düşük bir ülkedir. İnsanlar oldukça çalışkandır. Sabah çok erken saatte sıcak basmadan çalışmaya başlarlar. Sabah 6’da harıl harıl çalışan işçiler görebilirsiniz. Adada aksansız, çok net bir Portekizce konuşulur, bu durumda sürekli Portekiz kanallarının izleniyor olmasının da etkisi vardır. Genellikle yabancı bir dil bilen insana rastlamak çok kolay değildir. Otellerde ve Sao Tome şehrindeki restoranlarda İngilizce bilen insanlar vardır. (Ki bu restoranların sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir.) Adada araba kiralayabileceğiniz ajentalar vardır. Sao Tome ve Prinsipe adalarında kredi kartı ile ödeme yaygın değildir. O yüzden, yanınızda sürekli nakit bulundurmanız gereklidir. Ülkeye Ekvator Ginesi havayolu olan Ceiba havayolları uçak seferleri düzenlemektedir. Portekiz’den ise TAP havayolunun Lizbon-Sao Tome seferleri bulunmaktadır.
Sao Tome, ada olmanın verdiği zorlukların yanı sıra, tarihsel nedenlerle her ne kadar teknolojik açıdan geri kalmış bir ülke olsa da, ülkenin sıcak kanlı insanları ve eşsiz doğal güzellikleri nedeniyle, gidenlerin çok hoş anılarla ayrıldığı bir ülkedir. Üstelik bu ülke, Türkiye’den çok kopuk bir ülke de sayılmaz, kakao ve kahve ticareti nedeniyle, Sao Tome’nin en çok ihracat yaptığı 5 ülke arasında ülkemiz de bulunmaktadır. Batı Afrika’ya özellikle Gabon’a yolunuz düşerse, Sao Tome’yi de ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Son Yorumlar