Geleneksel Türk Mimarisinde Kemerlerin çizimi
Türkiye’de 2000’li yıllar sonrası, Osmanlı Mimarisine ve Selçuklu mimarisine öykünen yapılarda artış görüldü. Bu tarzda yapılan yapıları sevmiş de olabiliriz sevmemiş de. Ancak herkesin mutabık olduğu bir konu var ise, o da kimi yapılarda, Türk mimarisinin ihtişamı, estetiği, biçimsel zevki yansıtılmaya çalışılırken, doğru oran ve ölçülerin kullanılmaması sonucu ortaya komik, ya da ne üdüğü belirsiz tarzların çıkıyor olduğu gerçeğidir.
İcadı M.Ö. 2binli yıllara kadar uzanan kemerlerin yaygın olarak kullanımı Roma imparatorluğu döneminde olmuştur. Sonraları birçok medeniyet, kendine has üsluplarıyla kemerleri geliştirmiş, süslemiş ve yorumlamışlardır.
Kemerler Türk mimarisinin de olmazsa olmaz öğelerindendir. Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türkler, tuğlalarla yaptıkları kemerleri sonraları Osmanlı mimarisinde taşa yansıtmış ve kendine has ölçü ve oranlara taşımışlardır.
Gel gelelim günümüzde, gerek tasarım aşamasında gerekse, uygulama aşamasında, Türk kemeri olarak nitelendirdiğimiz kemer formlarını yansıtabilen mimar, usta sayısı çok fazla değildir. Kimisi, doğru sonucu bilse de doğru sonuca giderken yöntemsel hata yapar, daha özensizce yapılan yapılarda ise, ne işin sahibinin ne tasarlayıcısının ne de uygulayıcısının Türk kemerinin ne olduğu ya da ne olmadığı hakkında bir malumatı olmadığı halde, “Türk mimarisi yeniden hayat buluyor” spotlarıyla garip binaların yükseldiği görülür.
Bu konunun karmaşıklığı ile ilgili şunu da bilmek gerekir ki, Selçuklu ve erken Osmanlı döneminde İran tarzına özenen, son dönem Osmanlı döneminde, Batı’nın Barok tarzına özenmenin ötesinde, Osmanlı Baroğu denen bir üslubu ortaya koyan iç içe geçişmeler de vardır.
Bu konuda günümüz mimarlarında ki kafa karışıklığını gidermek için, tümden gelim yaparak, önce Türk kemeri ne değildir sorusuna cevabını aramak gerekir. Sonrasında ise, Türk kemerinin ne olduğunu anlamak daha kolay olacaktır.
Bu örnekler, rönesans, barok, Art Noueavu ve başka akımlarla çeşitlendirilebilir.
Şimdi geleneksel Türk mimarisinde kullanılan örneklere bakalım:
Bu gördüğümüz Kemerlerin doğru çizimleri resimde anlatıldığı şekilde yapılır. Bu form, kaba yapının değil, ince yapının formu olacağından, bu cephe üzerine herhangi bir kaplama yapılacaksa, kaplamanın gelmesinden sonra kalacak form iyi hesaplanmalıdır. Gerekli eğriselliğin verilmesi zor olacağından, en üstte kaplama yerine, kalıpla dökülebilen formlar ya da, kemerlerin orjinal taş dizilimini takip eden taş dizimleri ile doğal taş kaplama yapılmalıdır. Aksi halde kemer formu bozulacaktır.
Yapılarınızda Geleneksel Türk mimarisinin unsurlarını kullanmayı tercih eder misiniz, etmez misiniz bilmem. Ama eğer ilk seçeneği seçerseniz, çok hassas oranlarla, ince mühendislik hesaplar sonucu oluştururmuş bu biçimlerin kopyasını bile yapmanın sandığınız kadar kolay olmadığını aklınızdan çıkarmayın.
Son Yorumlar