Hangi Mağaranın?

Ne yüce bir yerdi o mağara. O mağara ki, binlerce yıldır yer yüzünde dolaşan bir çok kutsal metinde ismi zikredilen bir yerdi. O kutsal yer, tek Tanrılı hak dine inandıkları için, baskıcı Roma imparatorluğu rejiminden kaçan gençlere sığınak olmuştu ve onların içinde 300 yıl gibi bir süre uyumaları gibi mucizevi bir olaya ev sahipliği yapmıştı. Bu destansı öykünün geçtiği yer olan mağara Kuran-ı Kerim gibi müthiş bir kitapta bile bir sureye ismini vermişti

İşte bu Yedi Uyurlar ismiyle de bilinen Ashabı Kehf mağarasına doğru yol alıyordum. Yol boyunca bütün kırmızı tabelalar da zaten orayı işaret ediyordu. Bir tanesi otobandan çıkarken, öbürü kavşakta, öbürü trafik ışıklarında, bir diğer ilk sapakta…Bir restoran yaptırdığı devasa levha ile kutsal mekanın çekim gücü etkisine girdiğimizi ilan ediyordu adeta.

Mağaraya iyice yaklaştığım belli olmuştu artık. Etrafta arabalar sıklaştı. Seyyar satıcıların olduğu bir alan belirdi. Demekki yerli yabancı turistlerin ilgi odağı olan yer burası olmalıydı. Arabayı otoparka parkettim. Sonrasında, yolun beni yönlendirdiği kutsal merdivenlerden çıkmaya başladım. Bu koca merdivenler, sadece o mağaraya çıkmak için yapılmış olmalıydı. Zaten merdivenlerin tepesinde meşhur Ashabı Kehf mescidi de görünüyordu. Heyecandan olacak ki merdivenleri ikişer üçer çıkıyor,içimdeki heyecanı iyice katlıyordum.

Mağaranın nerede olduğunu bilmeden giriş kısmına iyice yaklaşmıştım, ama o esnada girip çıkanlar olmadığı için biraz çukurda kalan mağara girişini görememiştim. Mağara ağızının tam da karşısında oturan, adama yöneldim ve heyecanla sordum.

“-Amca mağaranın girişi nerede?”

Yüzü buruşuk, elinde bir sigara, kaytam bıyıklı bu amca bana öyle bir cevap verdi ki, cevabın metaforu karşısında oraya niye geldiğimi bile unuttum:

“-Hangi mağaranın?”

Evet,şehrin 12 km dışında, dağlık bir arazide sadece yaşanan olayın aziz hatırası için kurulmuş önemli dini bir ziyaret yerinin tam da ortasında değildik de sanki, Amerika Birleşik Devletlerinin Newyork şehrinde ve Times meydanındaydık. Bu soru ancak Times meydanında sorulsaydı, amca bu kadar şaşkın bir cevap verebilirdi. Ne mağarası,evladım şaşırdın mı? Times meydanında mağaranın ne işi var. Ya da açık denizde, bir kross gemisi ile tatil yaparken, garsonlar meyva kokteyllerini ikram ediyordu ve ben sormuştum. Amca mağara nerede? Hangi mağara? Sanki dünyanın en eski şehirlerinden, Aziz Pavlus’un memleketi Tarsus’a 12 km uzaklıkta bulunan kutsal Ashabı Kehf mağarasının tam da önünde oturmuyordu da, amca ilk insanlı yerleşimin coğrafi keşiflerden sonra başladığı tropik bir adanın, altından kumsalında, Hindistan cevizi suyu içerken bir şezlongda uzanıyordu. Ne mağarası,yahu?